Logo

Estetik Nedir?

Menü
nedir.top / Konular / Estetik Nedir? Ana Sayfa Sayfa Hakkında Konular İletişim

"Estetik, Yunanca duymak, algılamak ve duygu, duyum sözcüklerinden gelmektedir."

Estetik Nedir?

Estetik Estetik nedir? Bu soru, ilk bakışta kolay yanıtlanacak bir soru gibi görünebilir. Oysa insanoğlunun binlerce yıldan beri yanıt aradığı, belki de genel geçer, doğru bir tanımını asla bulamayacağını bilmesine rağmen aramaktan hiç vazgeçmediği en temel sorulardan birisi de estetiğin, dolayısıyla "güzel"in ne olduğu sorusudur. Varlık nedir? Zaman nedir? Gerçek nedir? soruları gibi, estetiğin ne olduğu sorusu da henüz yanıtı bulunamamış felsefe sorularından birisidir. Ancak bu sorulardaki “nedir?” i, gündelik yaşamımızdaki benzer sorulardan da ayırmak gerekir. “Maddenin hâlleri nelerdir?” ya da “Madde kaç halde bulunur?” sorusunu, madde; katı, sıvı ve gaz olarak üç hâlde bulunur şeklinde yanıtlayabiliriz. “Saat nedir?” sorusuna; “Saat, zamanı ölçmemizi sağlayan nesnedir.” diyerek karşılık verebiliriz. Oysa “Madde nedir?” ya da “Zaman nedir?” soruları farklıdır, çünkü buradaki “nedir” ile kastedilen, zamanın ya da uzaklığın anlamının ne olduğudur. Bir başka deyişle, bu sorular birer felsefe sorusudur ve felsefi bilgi, kavram düzeyinde edinilen bilgidir. Benzer şekilde, “Güzel nedir?” sorusu da “Güzelin özü, anlamı nedir?” olarak anlaşıldığında bir felsefe sorusu olarak karşımıza çıkacaktır.

Felsefe tarihi boyunca bu soruya, yani “Güzel nedir?” sorusuna çeşitli yanıtlar verilmeye çalışılmıştır. Örneğin Platon (İÖ 427-347)’a göre güzel bir “idea”dır, yani mutlaktır, değişmez ve sonsuzdur. Doğadaki, içinde yaşadığımız bu dünyadaki güzellikler güzel ideasından pay aldıkları ölçüde güzel görünürler. Aristoteles (İÖ. 384-322)’e göre güzel olan matematiksel olarak orantılı, ölçülü ve düzenli olandır. Hegel’e göre güzellik, mutlak ruhun (Geist) nesnelerde görünür hâle gelmesidir. Immanuel Kant (1724 - 1804)’a göre ise güzellik, hiçbir amaç gütmeden öne sürülen evrensel ve zorunlu hükümler alanıdır.

Estetik sözcüğü, Yunanca “aisthanesthai” (duymak, algılamak), “aisthesis” (duygu, duyum) sözcüklerinden gelmektedir. Sözcüğü günümüzdeki anlamıyla ilk kez kullanan ise, Alman filozof Alexander Baumgarten (1714-1762)’dir. Baumgarten, 1750’de yayımladığı “Aesthetica” adlı kitabında estetiği “duyulardan elde edilen bilginin bilimi ve mantığın kız kardeşi” olarak tanımlar. Estetiği felsefenin bir dalı olarak gören anlayış uyarınca mantık “doğru”yu, ahlak “iyi”yi, estetik de “güzel” i arar, sorgular. Mantık doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını tartışır, bilgide doğruya ulaşmanın yolu mantıktan geçer. Mantık, doğruyu arayan akıldır. Estetik ise aklımızla değil, öncelikle “duyular” ımızla elde ettiğimiz bilginin doğrusunu arar. Dolayısıyla estetik, günlük konuşmalarımızda çirkin sözcüğünün karşıtı olarak kullandığımız güzel anlamında değil, duyusal-duygusal bilginin (sensitiv bilgi) alanını araştıran disiplin anlamında kullanılır. Estetik, güzel üzerine düşünme, güzelin bilgisine erişme çabası, uğraşı olarak da tanımlanabilir. Zihinsel bilginin ölçütü açıklık ve seçikliktir. Estetik bilgi ya da duyusal ve duygusal bilgi, zihinsel bilgiden ve mantığın bilgisinden belirsiz ve karmaşık nitelik taşımasıyla ayrılır. Bu nedenle, Baumgarten estetiği “duyu ve duygusal bilginin bilimi, dolayısıyla açık ve seçik olmayanın bilgisi” olarak tanımlar.

Baumgarten’den sonra, bir başka ünlü Alman filozofu olan Kant’ın çalışmaları estetiğin ayrı, bağımsız bir disiplin olarak kurulmasında ve yerleşmesinde önemli rol oynamıştır. Kant, estetiğin konusu olan “güzel” ile ahlakın konusu olan “iyi” nin örtüştüğü ve farklılaştığı konumları belirleyerek, “güzel olan” ı “yararlı olan” dan ayırarak, “estetik haz” ın “duyusal hoşlanma” dan farklı olduğunu göstermiş ve estetiğin kendine özgü sınırlarını çizmiştir.

Güzelin sınırları, varsa değişmez olan ölçütleri binlerce yıldan beri araştırılmış, bulunmaya çalışılmıştır. Fakat güzeli belirleyen ölçütlerin içinde yaşanılan çağa, zamana, topluma, kültüre vb. göre sürekli değişim içinde olması nedeniyle kesin bir bilgiye, üzerinde herkesin uzlaşacağı bir sonuca ulaşmak da mümkün olmamıştır. Öte yandan estetiği ayrı bir alan olarak belirleyen temelin “güzel” kavramı olduğu konusunda da hemen herkes hemfikirdir.

Çağdaş estetiğin öncülerinden biri olan Fransız kuramcı Etienne Souriau (1892 - 1929)’nun tanımıyla “Estetik, dönüşlü (reflexive) düşüncenin bir biçimidir. Başka bir deyişle, insan aklının, kendisine bütün tapınakları, katedralleri, sarayları, heykelleri, resimleri, ezgileri, senfonileri ve bütün şiirleri yaratma olanağı veren kendi eylemi üzerinde durup düşünmesidir.” Bu tanım, estetiği, insan aklının kendi sanatçı eylemi üzerinde düşünmesine bağladığına göre, her zaman ve her yer için geçerli olan bir sanattan, dolayısıyla genel geçer, değişmez bir estetikten söz edilemeyeceği de açıktır.

Çağdaş estetiğin ayırt edici özelliklerinden birisi de estetiği yalnızca “güzel” kavramına bağlamaması, estetiğe ilişkin her türlü değeri ve değer yargısını da araştırma konusu yapmasıdır. Bu nedenledir ki, çağdaş estetik güzeli olduğu kadar, estetik değerlerle ilişkisi bağlamında yüceyi, zarifi, çocuksuyu, trajik olanı, soyluyu, komiği, çekici olanı hatta çirkini de inceler ve araştırır.

Estetik, güzelin, sanatın alanındaki güzelin felsefi bağlamda sorgulanmasıdır düşüncesinden hareketle, estetik ile sanat felsefesini birleştirerek, bu iki terimi aralarında hiçbir ayrım gözetmeksizin eş anlamda kullanan düşünürler olduğu gibi, estetiği bilinçli olarak sanat felsefesinden ayrı tutan düşünürler de vardır.

Estetik, doğadaki ve sanattaki güzelin sorgulanması, araştırılmasıdır.

En genel tanımıyla estetik, doğadaki ve sanattaki güzelin sorgulanması, araştırılmasıdır. Çağdaş estetik ise sanattaki güzelle ilgilenir, dolayısıyla çağdaş estetiğin alanına girmek doğrudan doğruya sanatın alanına girmektir. Öte yandan sanat felsefesi de sanatı sorgular, araştırır. Sanat, hem estetik hem de sanat felsefesi tarafından araştırılır. Öte yandan, sanat felsefesinin alanının estetiğe göre daha kapsamlı olduğu söylenebilir. Sanat felsefesi, düşünürlerin ortaya attığı, geliştirdiği estetik kuramlarını da sorgular, irdeler ve yorumlar. Estetik ve sanat felsefesi birbirini tamamlayan, bütünleyen etkinliklerdir. Sanat felsefesi olmadan estetik olmayacağı gibi, estetiksiz bir sanat felsefesi de düşünülemez.