Logo

Estetik Yaşantı ve Estetik Kaygı

Menü
nedir.top / Konular / Estetik Yaşantı ve Estetik Kaygı Ana Sayfa Sayfa Hakkında Konular İletişim

Estetik Yaşantı Nedir?

Estetik Yaşantı Estetik, sanatın alanında var olan güzeldir, güzelliktir ve bu alanda vücut bulan, yaşayan güzel ile, güzellik ile kurulacak iletişimin kendine özgü bazı nitelikleri vardır. Söz konusu bu iletişimi kurmanın öncelikli, “olmazsa olmaz” koşulu ise estetik yaşantı olarak adlandırılan yaşantıya ulaşabilmektir.

Estetik yaşantı, yalnızca sanattan ya da sanat eserlerinden kaynaklanan güzele, güzelliğe ilişkin duyguyu gündelik yaşamdaki diğer duygulardan, beğenilerden, hazlardan ayırmak, ayrı tutmak için kullanılan bir kavramdır.

Dondurma yemekten, taraftarı olduğunuz takımın kazanmasından ya da kardeşinizin çalıştığı işte yükselmesinden, başarılı olmasından haz alabilirsiniz, zevk duyabilirsiniz. Haz aldığımız, beğendiğimiz bu tür şeyler ile estetik yaşantı arasındaki en temel fark estetik yaşantının kendi amacını kendi içinde taşıyan bir yaşantı olmasıdır. Estetik yaşantı ve bu yaşantıdan kaynaklanan haz bir başka duyguyu doyurmanın aracı değildir. Dondurmanın tadını hoş bulabilirsiniz, haz alabilirsiniz bu tattan... Dondurma yersiniz ve dondurma yeme arzunuzu giderirsiniz. Bu arzu giderildiğinde, yani doyasıya dondurma yediğinizde, dondurmanın tadı sizin için önemli değildir, canınız çekmez. Oysa estetik yaşantıda duygu, bir başka arzuyu doyurmanın aracı değildir, kendi amacını kendi içinde taşır. Çıkar ya da yarar düşüncesi gözetmeyen bir yaşantı olmasıyla farklılaşır estetik yaşantı... Ayrıca estetik yaşantının ve bu yaşantıdan kaynaklanan hazzın kendisinden başka doyuracağı bir başka arzu ya da gereksinim olmadığı için, dondurma yemedekine benzer bir doygunluk, bir tokluk da söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle dilediğiniz kadar müzik dinleyebilir, şiir okuyabilir ya da film izleyebilirsiniz.

Bu durum, izlediğiniz filmin aynı zamanda diğer arzularınızı doyuramadığı anlamına gelmez. Sinemaya gitmenizin çeşitli nedenleri olabilir. Ailenizden uzaklaşmak, yalnız kalmak için sinemaya gitmiş olabilirsiniz ya da filmin yönetmenine ilgi duyduğunuz ve o yönetmen hakkında daha çok bilgi sahibi olmak istediğiniz için gitmiş de olabilirsiniz. Belki de yalnızca vakit geçirmek, eğlenmek için ya da arkadaşlarınıza “ben bu filmi gördüm” demek için... Sinemaya gitmeniz ve filmi izlemeniz tüm bu ve buna benzer arzularınızı doyurmanın aracı olabilir elbette... Ancak bunların hiçbirisi sizin için estetik yaşantıya giden yolu açamaz. Eğer sinemaya yalnızca ve yalnızca sinemayı sevdiğiniz için gitmişseniz ve izlediğiniz filmden salt film izlediğiniz için haz almışsanız estetik yaşantıya ulaşmışsınız ya da estetik yaşantının alanındasınız demektir.

Estetik Kaygı Nedir

Estetik kaygı, estetik yaşantının ardından oluşan, oluşması beklenen ya da istenen bir durumdur. Bizde estetik yaşantı oluşturan güzele, güzelliğe ilişkin tedirginliğimizi ifade eder. Buradaki kaygı, tedirginlik olumsuz anlamda değil, tam tersine olumlu anlamdadır. Söz konusu kaygı, sanat eserinden edindiğimiz estetik yaşantının yalnızca duyusal, duygusal düzeyde kalmasına izin vermeyerek “güzel” in düşünce düzeyine yükseltilmesini ve sorgulanmasını gerekli kılar.

Estetik kaygı; güzele, daha güzele, en güzele ulaşabilmede yaşanan tedirginlik halidir.

Bu tanım çerçevesinde, estetik kaygının yalnızca sanatla, sanat eserleriyle olan ilişkilerimizde değil, tüm tutum ve davranışlarımızda daha duyarlı olmamızı sağladığı da söylenebilir.

Güzel ile karşılaşmanın, özellikle de sanatın alanındaki güzelle, güzellikle karşılaşmanın üzerimizdeki etkisini yüzeysel bir etki olmaktan çıkartıp derin etkiye dönüştüren, estetik kaygıdır. Yüzeysel etki, heyecan duyma, hoşlanma ve zevk alma şeklinde tanımlanabilir. Derin etki ise yalnızca duygusal yaşantılarımızı değil, düşüncelerimizi, dünya görüşümüzü, tüm kişiliğimizi etkiler, değiştirir. Yüzeysel etki insan ürünü de olsa, doğanın bir parçası olarak da karşımıza çıksa, güzel ile her karşılaşmamızda edinilebilir. Oysa derin etki ancak ve ancak sanatla, sanat eserleriyle kurulan ilişkiyle sağlanır.

Estetik bakışın ve bu bakışla yalnızca sanatı değil, tüm bir dünyayı, yaşamı ve insanı anlamlandırmanın olmazsa olmaz koşulu, öncelikle estetik yaşantı, sonra da estetik kaygıdır. Estetik yaşantının kendi amacını kendi içinde taşıyan, çıkar gözetmeyen, dolaysız bir yaşantı olması, bizi önyargılarımızdan, basmakalıp fikirlerin tutsaklığından kurtarması, daha özgür düşünmemizi ve duyumsamamızı sağlaması açısından önemlidir.