Logo

İnternet, Google, Facebook'un hayatımızdaki yeri

Menü
nedir.top / Konular / İnternet, Google, Facebook Nedir? Ana Sayfa Sayfa Hakkında Konular İletişim

İnternet nedir, hayatımızdaki yeri nedir?

İnternet bilginin en hızlı yayınlandığı ve yayıldığı ortamdır.

İnternet İnternet 1985 yılında icat edilmesine rağmen, 1993 yılında evlerde kullanılmaya başlandı. İnternet’in evlerimize girmesine ilk önceleri endişe ile bakıyorduk; bilmediğimiz, tanımadığımız bir şey bizi dünyaya bağlayacaktı. Endişe ile baktığımız İnternet’in hayatımızda ikinci bir yaşam şekli oluşturacağını hayal bile edemezdik.

İnternet’e ilk adımımızı "Haber Siteleri" ile attığımızı söyleyebiliriz; artık gazete almadan haberleri takip edebiliyorduk. Ancak İnternet’i kullanmamızı tetikleyen asıl neden "Chat Siteleri" olmuştur.
Chat Siteleri hayatımıza öyle bir girmişti ki, artık günümüzün birkaç saatini ona ayırmak zorundaydık; dünyanın diğer ucundaki insanlarla bizi tanıştırmıştı, onlara bir "nasılsın" demeden sofraya oturamazdık. Hatta kişileri sofraya davet ederdik, sanki yanımızdaymış gibi yemeği bilgisayarın başında, kamerayı açarak yerdik; dünyanın diğer ucundaki yeni arkadaşımızı davet ettik ya! Gözümüzü açtığımızda ilk işimiz bilgisayarı açmak olurdu, yeni arkadaşlarımıza "günaydın" demek zorundaydık!
Sanırım bu yazdıklarımla bağımlılığı, "İnternet bağımlılığını" anlatıyorum. Olsun; sohbet edebileceğimiz, dertleşeceğimiz, bir şeyler paylaşacağımız, yüzlerini hiç görmediğimiz yeni arkadaşlarımız olmuş oldu!

İnternet bizleri sadece "haber siteleri" ve "chat siteleri" ile mi kendine bağladı? Hayır, İnternet aynı zamanda bilginin en hızlı yayınlandığı ve yayıldığı ortam olmuştu. Aklımıza takılan bir soru mu var? "Google amcamıza" sormamız yetiyor.

Google nedir, hayatımızdaki yeri nedir?

Google Google 1998 yılında kuruldu ve 1999 yılında hayatımıza girmeye başladı. Google ilk arama motoru olmamasına rağmen, sonradan İnternet ile tanışan bizlere, gereksinim duyduğumuz bilgye ulaşmamızı sağlayan ve bizlere "arama motoru" kavramını tanıtan kuruluş olmuştur. Google artık hayatımıza öyle bir girdi ki, Google olmadan kendimizi bilgisiz ve çaresiz hissetmeye başlıyoruz. Çocuğuma ne yedirmeliyim? Google Amcaya sor! Rüyamda para gördüm; acaba zengin mi olacağım? Google Amcaya sor! Sor da sor, aklına ne gelirse sor. Bende soruna yanıt yok demez.

Gördüğünüz gibi Google hayatımızın çok önemli bir parçası oldu, resmen "amcamız" oldu. Çocuklarımıza ödevlerinde yardım ediyor, erkeklere yemek yapmasını, bayanlara priz takmasını öğretti. Aradığımız bir yeri bulmamıza yardımcı oldu. Hiç duymadığımız, görmediğimiz ülkeler ile bizleri tanıştırdı. En önemlisi bizi çekimser olmaktan kurtardı; soru sorma çekimserliğimizi yok etti!

Gelelim Facebook’a. Nedir bu Facebook ve hayatımızdaki yeri nedir?

Facebook nedir, hayatımızdaki yeri nedir?

Google Facebook 1,2 Milyardan fazla kullanıcısıyla dünyanın en popüler "sosyal medya" platformlarından biridir. Facebook’u daha ayrıntılı anlatmadan önce "Sosyal Medya" kavramını açıklamak istiyorum.

Sosyal Medya, kullanıcılar tarafından oluşturulan bilginin basit, anlık ve çift taraflı olarak paylaşılmasını ve ulaşılmasını sağlayan yeni bir medya biçimidir.

Artık "sosyal medyanın" ne olduğunu öğrendikten sonra Facebook hakkında biraz bilgi aktarabilirim.
Facebook, 2004 yılında Harvard Üniversitesi’nde bir öğrenci olan Mark Zuckerberg tarafından, sadece Harvard öğrencilerinin kaydını yaptırabildiği, bugünkü amacından farklı olmayan bir biçimde, fakat kapalı bir platform olarak kurulmuştu. Kısa bir süre sonra popülerliği artan Facebook diğer üniversiteleri de kapsamına almaya başlamıştı. Hatta 1 yıl gibi kısa bir süre zarfında ABD’deki tüm üniversiteler kapsamı içerisine girmişti. 1 yılın ardından Facebook ağının içine liseler ve bazı büyük şirketler de dahil oldu. 11 Eylül 2006 yılında kapalı bir platform olmaktan çıktı ve tüm e-posta adreslerine açıldı.

Facebook’un hayatımızdaki yeri nedir?

İnsan olarak bilgiye aç ve meraklı bir varlık olduğumuzu inkâr edemeyiz. Kendimizi bildiğimiz bileli güzel günlerimizde resim çekmeyi ve bunu eşe dosta göstermeyi severiz. Kendimizi veya bir şeyleri anlatma, yazma ihtiyacını daima içimizde yaşadık. Hepimiz zamanın birinde birer yazar olmak istemişiz tir. Başkaları ne yapıyor, ne düşünüyor; böyle merakım yok diyen yalan söyler. Kimimiz de ne anlatmasını ne de resmimizi göstermeyi severiz; izlemeyi, dinlemeyi severiz.

Genel olarak bakıldığında Facebook insanları bir çatı altında toplamış ve tüm ihtiyaçlarını ve arzularını giderecek bir ortam sağlamış diyebiliriz. Dünya’nın dört bir yanından insanları birleştirmiş, etkileşime girmesini sağlamış. Herkesi farkında olmadan birer "yayımcı" yapmış. Evet doğru okudunuz, Facebook kullanıcılarının hepsi birer "yayımcı".

Biraz yukarıda "sosyal medyanın" ne olduğunu kısaca açıklamıştım, bir de sadece "medya" ne demek onu kısaca açıklayayım:

Medya; radyo, televizyon, gazete, dergi gibi yayın organlarına verilen addır. Ve bu yayın organlarında bir şeyler yayınlamak için gazeteci, yazar, yapımcı olmak gerekiyor.

Şimdiye kadar hangimiz gazetede bir makale veya haber yayınladı? Gördüğümüz güzel veya kötü bir olayı hangimiz haber olarak anında tüm dünyaya duyurabildi? Ülkemizde şarkıcı veya bir film yıldızı olmak isteyenin sayısı bir hayli çok, peki bir kaset çıkarmak için neler yapması gerekiyordu bu kişilerin? Şimdi kendi şarkımızı anında dünyaya tanıtabiliyoruz, çektiğimiz kısa videolar sayesinde şöhret kazanabiliyoruz; ihtiyacımız olan sadece bir bilgisayar veya cep telefonu ve İnternet.

Facebook bizlerdeki o çekimserliği ortadan kaldırarak hepimizden birer haberci, yazar, fotoğrafçı, fotomodel v.s yaptı. Bir haberin gazetede yayınlanmasını dahi beklememize gerek yok; o haber, olay anında zaten Facebook’da herhangi bir kullanıcı tarafından yayınlanıyor. İnsanlar duygularını, bir olay hakkındaki düşüncelerini çekinmeden paylaşıyorlar. İnsanlar uzaktaki eşiyle, dostuyla her gün berabermiş gibi haberleşiyorlar. Facebook insanların hayatlarının bir parçası oldu desek yalan olmaz herhalde!